16 Ocak 2011 Pazar

Qijika Reş Dergisiyle Röportaj





Qijika Reş Neden Qijika Reş ismini tercih ettiniz? Kargaya ne tür bir metafor biçiyorsunuz?

Qijika Reş Kafilesi: Neden Qijika Reş (Kara Karga) isminde karar kıldığımızın hikâyesini şöyle özetleyebiliriz. Dinlediğimiz hikâyelerde, şiir imgelerinde, anonim halk söylencelerinde sevilmeyen, uğursuz, çirkin bir kuştur karga. Bir beddua, bir lanet sembolüdür. Karga hiçbir kültürde (Amerikan Kızılderilileri dışında) pek hayırla anılmaz. Efsanelerden edebiyata, karga denildi mi yanında ölüm ve günah da boy gösterir. En büyük suçları leş yemeleridir. Sanki insanlar biftekleri hayvanları öldürmeden yiyorlar! Karga düşmanlığının dilimizdeki köklü yansımaları uzun bir lanet zincirini oluşturur. "Besle kargayı oysun gözünü, Kılavuzu karga olanın burnu boktan çıkmaz" vb. Kargaburun, kargacık burgacık, kargasekmez hep bu keskin nefreti yansıtır sözcüklere. Farsçadan gelen 'zağzeban' sözcüğü de kara ağızlı, beddua edici anlamında kullanılır. Dinler de sevmez kargayı. Eski Ahit'den beri sürer bu nefret. Habil, kardeşi Kabil'i öldürdükten sonra, gömmeyi bilmediği için cesedini ortada bırakır. Ne de olsa yeryüzünün ilk ölüsüdür Habil. Allah, Kabil'e rehber olması için iki karga yollar. Bu iki karga kavga eder ve kavga birinin ölümüyle sonuçlanır. Hayatta kalan karga, gagasıyla toprağı eşeleyerek bir çukur açar ve ölen kargayı buraya iterek üzerini toprakla örter. Bunu gören Kabil çok içerler ve bir karga kadar akıllı olup kardeşinin ölüsünü gömmeyi düşünemediği için kendini suçlar. İncil'de ise Nuh'un tufandan sonra karayı bulması için ilk gönderdiği kuşun karga olduğu yazılıdır. Ama karga yiyecek bulunca geri gelmez. Bu nedenle Nuh ardından güvercin yollar. Sadık kuşumuz dönerek sahibine haber verir. Hz. Muhammed'in hadislerinden birinde ise öldürülmesi günah olmayan beş hayvandan birinin karga olduğunu (diğerleri çaylak, fare, yılan, kuduz köpek) hatırlatalım. Martılar gibi deniz kıyılarının süsü, kartal gibi gücün simgesi, kumrular gibi aşkla özdeşlemeye veya güvercin gibi barışın kraliçesi olmaya layık değillerdir. Dünyanın her diyarını mekân bellemiş, kimsenin beslemediği, yanına yaklaştırmadığı kendi başının çaresine bakan herkese uzak bir kuştur karga. ''Aptal karga'' imgesinin aksine zekâsıyla varlığını sürdüren, yediğini yiyip yemediğini gömerek biriktiren, sayıları dörde kadar saymayı öğrenen bir kuştur. Bilimsel araştırmalar için gerçekleştirilen testlerin, kargaların alet yapımında şempanzelerden bile başarılı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Oxford Üniversitesi Zooloji bölümünde incelenen Betty isimli bir Yeni Kaledonya kargası, sıradan telleri kullanarak kanca yapmayı başararak, şempanzelerin 'en becerikli alet yapan hayvan' olma ününe halel getirmiştir. Japonya'daki bazı kargalar ise cevizleri kırmak için çok zekice bir yol bulmuşlar. Cevizleri alıp havalanıyor, trafik lambasının ışığı kırmızı yanınca pike yapıp, cevizi ışıkta bekleyen bir arabanın tekerleği altına yerleştirip yeniden havalanıyorlarmış. Yeşil yandığında da kırılmış olan cevizleri bir güzel yiyorlar elbette. Birbirleri ile güçlü bir dayanışmaları ve son derece güçlü bir bellekleri vardır.  Tüm bu sebepler bu kuşlar âleminin lanetli ve uğursuz ötekisi kargayla bir özdeşlik bağı kurmamıza ve zamanla adımızı belirleyen saikler oldu.


Derginin içeriğini kısaca açıklamak suretiyle, böyle bir dergiyi çıkarmak fikri nasıl doğdu?

Qijika Reş Kafilesi: Van ilinden bir grup yoldaş olarak içinde yaşadığımız ve bugün etkilerinden hiç kimsenin kaçamadığı küresel kapitalizm cinnetine karşı küresel direnişlere yerelden bir soluk katma amacıyla farklılıkları anti-otoriter, radikal özgürlük teorileriyle buluşturma adına bizde bir dergi çıkarma fikrine yol açtı. Kürdistan toprağına değen bir dergi çıkarmak fikri uzun zaman önce aldığımız bir karar olmasına rağmen gerek tembellik uykusunun tatlı cazibesi gerekse etrafımızda yaratamadığımız kolektif enerji yoksunluğu dolayısıyla gecikerek vücut bulmuş bir projedir. Qijika Reş dergisini doğuran en keskin sancı ertelenmiş bir randevunun durmadan yankılanan özgürlük çağrısına icabet etmekti. Geçen zaman, soluğumuzun değdiği mekânlarda özgürlük türküsünü farklı notalarla okuyan bir dizi yoldaşın varlığıyla tanıştırdı bizi. Farklı siyasal geleneklerden gelen fakat birçok ortak söylemi paylaştığımız kimi yol arkadaşlarıyla belli ilkeler etrafında bir konsensüse varmamız sonucunda dergiyi çıkarmaya karar verdik. Qijika Reş Dergisi, Kürdistan coğrafyasında anti-otoriter, heterodoks bir özgürlük politikasının patikası olmayı amaçlamaktadır. Tüm iddiamız; Devletin, Ulusun ve Dinin sınırlarını çizdiği siyaset alanının dışında kalan seslerin ortak, çoksesli bir yerel platformu olmayı başarmaktır. Dergimizin konumlandığı önemli zeminlerden biri de, Batı merkezli modern siyasal teorilerin görünmez kıldığı veya görmemezlikten geldiği Avrupa dışı coğrafyalardaki sistem karşıtı hareketleri anlamak ve görünür kılmak olacaktır. Politik güzergâhımızı, Postkolonyal teorilerin ışığında kimlik siyasetinin dayandığı ideolojik bagajın egemen, sömürgeci karakterini sorunsallaştıran, sömürge sonrası coğrafyalarda vuku bulan toplumsal hareketlerin melez ufkundan beslenen Post-kolonyal Anarşizmin dolambaçlı yolları belirleyecektir. Derginin özgür yatağını besleyen tek ırmak çakılsız, kumsuz bir Anarşizm olmayacaktır. Feminizm, Anti-Militarizm, Savaş Karşıtlığı, Liberter Sosyalizm, Otonom ve Anti-Sömürgeci mücadele deneyimlerinin ortaya çıkardığı direniş politikaları, söylemimizi ve anlam evrenimizi besleyen diğer bileşenler olacaktır. Tekil deneyimlerimizi politik olarak kavramsallaştırmak, bilincimizi kemiren soruları yüksek sesle sormak ve farklı taban hareketleri arasında kalıcı bir dayanışmayı örmek temel kalkış noktamız olacaktır. İçeriden ve dışarıdan sesimize ses verecek her özgür sese kulak kabartan, ruhsuz akademik üretimlerin koridorundan kaçan, hayata değen coşkulu bir teorinin paylaşım sofrasında oturmak özgürlük ilmihalimizi oluşturan ilkeler olacaktır. Dünyayı yansıtan bir ayna olmaktan çok, dibini aydınlatan bir mum olmayı başarmaktır tüm gayemiz.


Derginin redaksiyonunda yönetici ve hiyerarşisi var mı? Varsa kim/lerdir? Yoksa "başsız" misiniz?


Qijika Reş Kafilesi: QIJIKA REŞ Dergisi, ideolojik duruşu itibariyle her türlü hiyerarşiye, yöneticiye, yayın kastlarına, bilginin ve bilginlerin iktidarına karşıt bir dergidir. Dergide yazan arkadaşlardan oluşan bir yayın kolektifimiz var sadece. Dergi mutfağındaki her türlü teknik ve yazı örgütleme işlerine koşuşturan yıllardır birbirini tanıyan bir arkadaş grubuyuz. Derginin genel yayın yönetmeni Sami Görendağ, yayın kolektifinde yer alan diğer arkadaşlar da: Zozan Özgökçe, Ramazan Kaya, Kawa Nemir, Leyla Saral, İsmail Yıldız ve Bilgesu Sümer’dir. Evet, tam anlamıyla başsız, manifestosuz, kurumsuz, bağımsız bir politik dergiyiz.  


Derginizin dili nedir? Eğer Türkçe ise, Kürtçe yapmayı düşünüyor musunuz?

Qijika Reş Kafilesi: Derginin dili ilk sayı itibariyle sadece türkçe oldu. Ancak ikinci sayıdan itibaren Kürtçe yazılmış yazılara da önemli oranda ağırlık vermeyi düşünüyoruz. Hatta kimi klasik veya güncel politik metinleri Kürtçeye çevirmek gibi bir tasarımızda var.

Toplumun hangi kesimine hitap etmeyi hedefliyorsunuz?

Qijika Reş Kafilesi: Toplum denilen yapı aslında kurmaca bir birliktir. Farklı sınıfsal, cinsel, kişisel, dönemsel eğilimlerin birbirine eklemlendiği ortak bir özü ve sabit bir yönü olmayan toplum mühendislerinin kolaycı soyutlamalarının dayandığı bir nesne konumundadır. Laclau ve Moufue’nin birlikte dediği gibi “Toplum geçerli bir söylem nesnesi değildir. Bütün farklar alanını sabitleyen tek bir öncelikli ilke de yoktur” Yani kısacası toplum kavramına çok özel bir anlam yüklemediğimiz gibi, toplumun tamamına talip olmak gibi bir derdimizde yoktur. Çünkü toplumun tamamına talip olmak isteği, toplumu denetleyen, yönlendiren, şekillendiren tüm iktidar aygıtlarına da talip olmayı beraberinde getirir. Bu yüzden biz toplum denilen tahakkümcü birlikteliğin içinde sıkışmış, özgürleşme sancısı çeken her özneyle buluşmak, dayanışmak ve birlikte hem eyleyen hem de özgürlük adacıkları inşa etmeye çalışan bir yolculuğu çıktık. Kürdistanda yaşayan Anarşist, Liberter Komünist, Feminist, Eşcinsel, Savaş Karşıtı, Vicdani Redci,  yani toplumun ve devletin dışına süpürmeye çalıştığı, ötekileştirdiği, kimliğinden yaraladığı her özne politik muhatabımızdır, dergimizin sesine ve muhalif renklerine dâhildir.   


Bilgilendirmeyi mi amaçlıyorsunuz, eleştiriyi mi, değiştirmeyi mi, harekete geçirmeyi mi?

Qijika Reş Kafilesi: QIJIKA REŞ Dergisi, Van’da yaşayan kendini anti-otoriter, özgürlükçü bir siyasal tahayyülün özneleri olarak gören insanların kolektif emeğiyle ortaya çıkmış bir yayındır. Toplumsal eşitsizlikleri, her türlü ayrımcılığı ve tahakküm pratiklerini özgürlükçü bir teoriye yaslanarak bu coğrafya özgülünde görünür kılmak gibi bir hedefimiz olduğu gibi, iktidar yönelimli muhalif politikaların çıkmazlarını, gerilimlerini sorunsallaştıran alternatif bir politik söylem üretmek gibi bir derdimiz de bulunmaktadır. İdeolojik ve akademik entelektüel cemaatlere bölünmüş bir yayın dünyasında, QIJIKA REŞ Dergisi, politik tekkelere ve tekellere bulaşmadan kendi emeğine ve üretme kudretine dayanarak var olmaya çalışacaktır. Evrenseli tikelden, doğayı kültürden, ruhu bedenden koparan aydınlanma ideallerinin sert kayalara çarptığı bir çağda, modern batı epistemolojisinin gizlediği sınıfsal, cinsel, kültürel ve coğrafik ayrımların altını oyacak bir sosyal teorinin bu topraklarda da bir yankısı bir tezahürü olsun istedik. Devletçi solun paylaştığı modern zihin haritası, iktidarı ve üretimi fetişleştiren totaliter projeler olarak tarihin çöplüğünde yerini almaktan kurtulamadı. Tarihi, aşağıdakilerin soluğuyla, cinsiyetlendirilmiş, kültürel farkları dikkate alan, toplum mühendislerinin sosyolojik şablonlarından uzak şekilde yeniden kurgulamak, yazmak ve deneyimlemek uçuşa geçen kafilemizin en önemli yükü olacaktır.


Sizce Kürt toplumunda, özelikle gençlik kesiminde anarşist düşünce ve yasam biçiminin zemini var mı? Varsa kendisini günlük hayatta nasıl dışa vuruyor?

Qijika Reş Kafilesi: Öncelikle şunu bir kez daha vurgulayarak belirtelim ki dergimiz katıksız, yalınkat bir anarşist dergi değildir. Farklı söylem ve özgürlük öbeklerinden beslenen anti-otoriter politik olarak melez bir dergidir. Anarşizm’de beslendiğimiz önemli özgürlük ırmaklarından biri ve içimizde kendini anarşist olarak tanımlayan arkadaşlar olduğu gibi bu şekilde tanımlamayan arkadaşlarda var. Anarşizmin ne olduğu konusunda genel toplumsal algı, fazlasıyla bozuk, çarpıtılmış ve yüzeysel bir algı. Siyasal iktidarlar, yıllarca anarşizmi her türlü terörizmle, kör şiddetle, suikastlarla, sabotajcılıkla özdeş bir siyasal öğreti olarak göstermeye ve sunmaya çalıştılar. Oysa Anarşizm her şeyden önce yatay, hiyerarşik olmayan bir toplumsal örgütlenme teorisidir. Bireyin tüm otoritelerden kurtulduğu, kendi yaşamı üzerinde kendisinin karar verdiği bir özgürlük felsefesidir. Kürt toplumunda zemini olduğu gibi her toplumda da yaşanma zemini her zaman vardır. Gündelik hayatta aramızda hiyerarşik, otoriter bir ilişkilenme ve paylaşım biçiminden kaçmaya çalışıyoruz. Samimiyetin ve şeffaflığın rengini verdiği bir yaşam biçiminde ısrar ediyoruz. Kimi tüketim ve masraflarda ekonomik gücü denk olmayan insanlar olmamız sorun teşkil etmiyor. Herkes ekonomik gücü oranında, imkânları ölçüsünde katkı sunmaya ve destek olmaya çalışıyor. Bu dayanışma biçimini ortak siyasal eylemlilikler noktasına taşıyıp bir politik kolektife dönüşmeyi arzuluyoruz. Anarşizmi, Türkiye’deki yaygın halinin aksine bir kimlik veya altkültür olarak algılamıyoruz. Bölgede Kürt siyasal hareketinin hayata geçirmeye çalıştığı “demokratik özerklik” projesinin anarşizmin tarihsel deneyimlerinden, örgütlenme ve eylem biçimlerinden yararlanmaya daha fazla açık hale geleceğini düşünüyoruz. Bölgede özgür otonomlar oluşturma çabasında anarşizm de önemli bir politik esin kaynağı olacaktır. Taban hareketlerine dayalı anti-kapitalist bir özyönetim politikası geliştirmenin bölgedeki sorunlara çözüm olma potansiyeli her zamankinden daha fazla artmıştır.

Şimdilik nerede yayınlanıyor derginiz? Merkeziniz neresi? İlerisi için hedefleriniz nedir?

Qijika Reş Kafilesi: QIJIKA REŞ Dergisi, Van’da çıkan bir dergi yani merkez üssümüz Van’dır. Ancak Türkiye ve Kürdistan’ın farklı kentlerinde yaşayan yoldaşların ve dostların her türlü desteğine, belirleyiciliğine ve katkısına açık bir dergidir. Türkiye metropollerine ve Kürdistan’daki çoğu kente gönüllü dağıtım ağıyla ulaşmaktayız. Dergiyi bizden talep eden her kente ve gruba ulaştırmak için elimizden gelen bütün imkânları kullanıyoruz. Uzun vadede bir yayınevine dönüşmek veya alternatif bir yaşam mekanı olarak bir kültür veya sanat merkezine kavuşmak hiç fena olmaz doğrusu.

Röportaj: Mehmet Sebatlı - www.rudaw.net


1 yorum: