23 Haziran 2011 Perşembe

Qijika Reş Dergisinin 4.Sayısı Çıktı



İ Ç İ N D E K İ L E R / NAV E RO K

  • Şark, Ya Da Doğu ‘Ora’ Kadınlarının Evi – Evrim Alataş
  • Savunma Uzmanlarının Rasyonel Dünyasında Cinsiyet ve Ölüm – Carol Cohn
  • Doğu-Batı İkileminde Cinsiyete Dayalı Kimlik Politikaları – Lêlav Zorîp
  • Nedir Gerçekten Anarkafeminizm?
  • Önderliğin Feminizmle İmtihanı – Zozan Özgökçe
  • 8 Mart Üzerine Düşünceler – Emine Özkaya
  • Kesintili Degil Sürekli Praksis – Serpil Odabaşı
  • İki Yüzlülük Karnemizde Orospu / Û - Rû-Spî – Leyla Saral
  • Herstory! – Reni Perker
  • Kewgirî û dengbêj Emê Gozê – Nali Piroz
  • Dişi Kaplumbağa Kuşun İlk Uçuş Denemesi – Zelal Özgökçe
  • Bu Sayı Bir Lütuf Mu – R&Z
  • Kutsal Melek Anne ve Hain Şeytan Orospu Arasında Bıkkın Salınım – Gülkan Ahıska
  • Cinsiyetçiliğe Kardeş Geldi Ahlakçılık – Aylin Çelik
  • Godot Gelmişti Şimdi Sıra Barbarlarda – Xezal N. Karaağar
  • Düşünüyorum – Ulviye Mevlan
  • Tarihten Bugüne Kürt Giysileri – Nevin Güngör Reşan
  • Orada Bir Yerden Bahset Bana – Deniz İlgin
  • Nehirdaşlar – Girê Bêmırazan
  • Bu Adalet Kimin? – Lale Çuyrak
  • Eril İktidarın Çatlaklarından Sızan Özgürlük – Ramazan Kaya
  • Devlet Baba ve Arketip Baba – Hemail Miran
  • Alçaklığın Modern Tarihi – Tarık Aygün
  • Leyla Qasim – Hüseyin Kaytan
  • Anarşist Öznellikler ve Modern Öznellik – Daniel Colson
  • Doğal Yaşam, Başkaldırı ve Anarşi – Ednan Şur
  • Arap Dev-R-eformlarının Paradoksları – Asef Bayat
  • Beden, Direniş ve Sanat – Mehmet Oruç
  • Yürek Lal – Burcu Ezgi Açıkgöz
  • Nêrgizname – Dilek Akkuş
  • Holywood’dan Paradigmanın İflasına Bir Ayna: Kimliksiz – Rawin Sterk
  • Press Filmi Üzerine – Adnan Çelik
  • Feminist Kitaplık

Kadın deyince herkesin ne anladığından koparak ve bu anlayışların sınırlarını yeni fikirlerle aşmaya çalışarak farklı bir uyanış sağlar mıyız dedik, bu Dünyada diyoruz çünkü belki başka dünyalar da vardır. Biliyoruz ki “kadın çalışmaları, özgür kadınlar, modern kadınlar, dünya kadınları” diye adlandırdıkları kadınlar da “onların” istediği kadınlar. Bu hazır bulduğumuz sofraya da oturmak istemiyor canımız. Keyfimizin kâhyası oyunu bozar belki. Kendi istediğiniz kadını yeniden yaratamayacaksınız buna biz engel olacağız. Bize sunduğunuz referansları tek tek kökünden söküp atıyoruz. Kendi anlam dünyamızda bereketli bir doğum yapıyoruz tam da sizinle göz göze geldiğimiz bu karmaşada…

Kadın cinayetlerinin ve sayısız haksızlıkların artık bir yaşam tarzına dönüşmesinden kaygılıyız. Duyduklarımız sadece haber değil bunu henüz kesilmemiş boynunuzu tutarak düşünün biraz. Kocası tarafından boğazı kesilen ya da on üç yaşında zorla evlendirilen kadınların haberini okuduktan sonra sayfayı kapatıyoruz, gazeteyi katlıyoruz, televizyon kanalını değiştiriyoruz. On üç yaşındaki kadın tecavüze uğramaya devam ediyor ve kesilen boğazlar yaşamlarımızın akşam haberlerini mazoşistlik bir şekilde renklendirmeye devam ediyor. Bir ölümle bin ölümün ne farkı var aslında ya da Ağrıdaki bir cinayetle Sri Lanka’daki kadın cinayeti arasında. Acılarımızı da tepkilerimizi de yerli ve yabancı diye, televizyondakiler ve sokağımızdakiler, tanıdıklarımız ve tanımadıklarımız, birbirine benzeyenler ve tamamen farklı olanlar olarak kategorize etmişken, cenderenin neresindeyiz şaşırıyoruz.

Çözüm ne daha çok para da ne daha iyi bir sistemde ne Avrupa birliğinin güdümlü projelerinde, ne eğitimde ne daha çok okumakta. Zira görüyoruz ki bunların uygulandığı ülkelerde de taciz, tecavüz ve cinayet daha yaratıcı modelleriyle var. Belki de daha iyisini görmemize engel oluyorlar. Çözüm onların hapsettiği cehennemde şimdilik.
Kadın mücadelesi zamanla otomatikleşti ve “bir kenarda olmalı” çünkü her gelişmiş ülkenin var ne de olsa kabilinden bir aygıtı haline geldi. Panter Emel hayvanlar için ve buna teşekkür edip plaket alamayacağı canlılar adına ne çok fedakarlı yaptı. Ama espri yaparak kedi kovalayanlara “bak panter emeli çağırırız" demenin ötesinde ciddiye alınmadı hayvanların en az insanlar kadar sahip olduğu bu dünyada yaşama hakkına rağmen. Kadın cenazeleri kaldırıyoruz bugünlerde sıkça. Uzman kişiler tv ‘lerde çıkıp elini kolunu sallıyor,gözlüklerini çıkarıp takıyor bıyıklarını yalıyor. Biz, yirmi yıl otuz yıl önce   kızı öldürülmüş  bir anneyi haberi bir saat önce almış gibi  haber yapılmasını kıyametler koparılmasını ,mezarında kemiklerinin çıkarılmasını istiyoruz. Çünkü acı devam ediyor. Ağır tahrik indirimi uygulayarak kadın öldürmenin cezasını beş yıla indiren hakimin portresini televizyonların sağ üst köşesinde görüp , resmini  rozet yapıp yakamıza takmak istiyoruz.

Şimdilerde baharın en şık kadınları olmaya çalışanların, gölgeli makyaj yapanların ve burnunu yaptıran kadınların birbirine benzemesinden yakınırken onlara benzememeye çalışan grup birbirine benzeyen yeni bir grup oluşturuyor. Ve yine birbirimize benziyoruz. Farklılıklarımız burada da yok olmuş. Bırakın hepimiz kargaya benzeyelim...







4 yorum:

  1. yaw nereden alabilirim qijika reşi?adanadayım

    YanıtlaSil
  2. Karahan Kitabevi'nde bulabilirsin..

    YanıtlaSil
  3. pariste bulabilme ihtimali varmi

    YanıtlaSil
  4. bursadan nasıl ulasabiliriz dergiye ?

    YanıtlaSil